uzak durmak, sakınmak, kaçınmak, kendini tutmak/frenlemek
Örnek Cümle 1
Some banks are refraining from extending loans for fear that they could harm their capital adequacy ratios. (Bazı bankalar, sermaye yeterliliği oranlarına zarar verebileceklerinden endişe duydukları için kredi sürelerini uzatmaktan kaçınıyorlar.)
Örnek Cümle 2
Since most smokers do not to act in a socially responsible way by voluntarily refraining from smoking in public, there must be a law to regulate this. (Çoğu sigara kullanıcısı, toplum içinde sigara içmekten gönüllü olarak sakınmak suretiyle sosyal açıdan sorumlu bir davranış sergilemedikleri için bunu düzenleyecek bir kanun olmalı.)