2) alışılandan çok farklı, abartılı, ölçüsü kaçmış
Örnek Cümle 1
Residents were warned not to be extravagant with water in view of the low rainfall this year. (Sakinler, bu yılki yağış oranının düşük olması nedeniyle su konusunda savurgan olmamaları konusunda uyarıldılar.)
Örnek Cümle 2
The extravagant claims made by cosmetics company surprised lots of people in the city. (Kozmetik şirketi tarafından oraya atılan abartılı iddialar şehirdeki çoğu insanı şaşırttı.)