son derece, çok büyük ölçüde, fevkalade, muazzam bir şekilde
Örnek Cümle 1
I suppose that these steps will help enormously to improve quality of life in urban areas of the country. (Sanırım bu adımlar ülkenin kentsel alanlarındaki yaşam kalitesini artırmak için büyük ölçüde yardımcı olacaktır.)
Örnek Cümle 2
Their economy has expanded enormously while ours has declined sharply. (Bizimki keskin bir şekilde düşerken, onların ekonomisi önemli ölçüde büyüdü.)