… ile son bulmak/sonuçlanmak/neticelenmek, sonuca ulaşmak, doruğa ulaşmak
Örnek Cümle 1
His career culminated with the post of ambassador to NATO. (Kariyeri, NATO büyükelçiliği göreviyle sonuçlandı.)
Örnek Cümle 2
The music program culminates in concerts at the UK’s finest concert halls. (Müzik programı, İngiltere’nin en iyi konser salonlarındaki konserlerle son buluyor.)
Telaffuz
/ˈkʌlmɪneɪt/
Türevleri
culmination(isim), culminant(sıfat)
Aldığı Preposition'lar / Sık Kullanılan Yapılar
in / with
Eş Anlamlı Kelimeler
result in, lead to, contribute to, terminate, end up, finish