1) ilişiğini kesmek, işten çıkarmak, yol vermek, kovmak
2) ilgilenmemek, ele almamak, reddetmek
3) göndermek, gitmesine izin vermek
Örnek Cümle 1
Anyone who breaks company rules will be dismissed. (Şirket kurallarını ihlal eden herkes kovulacaktır.)
Örnek Cümle 2
The government has dismissed criticisms that the country’s health policy is a mess. (Hükümet, ülkenin sağlık politikasının karışık olduğuna dair eleştirileri reddetti.)
Örnek Cümle 3
The bell rang and the teacher dismissed the class. (Zil çaldı ve öğretmen sınıfı gönderdi.)